Günümüzdeki Bilim Adamları ve Düşünürlerin Bu Konudaki Yorumları
Elinizdeki kitap yayına hazırlanırken, burada açıklanan gerçekler
hakkında bazı bilim adamları ve düşünürlere sorular yöneltilmiştir.
Batı'daki saygın üniversitelerin öğretim üyelerine internet üzerinden
gönderilen mesajlarla, kendilerine maddenin aslına ulaşamadığımız
gerçeği açıklanmış ve konudaki yorumları sorulmuştur. Cevap verenlerin
büyük bölümü, bunun çok önemli bir konu olduğunu, materyalist düşüncenin
bu soruya bir cevap getiremediğini, kendilerinin de bu konuda bir
açıklama yapamadıklarını belirtmişlerdir. Aşağıda, bu cevapların bir
kısmı yer almaktadır. (Mesajlar, İngilizce orijinallerinden tercüme
edilmiştir.)
Dış dünyanın, beynin uyarıları nasıl yorumladığı ile hiç ilgisi
olmaması da mümkündür. Bana göre her açıdan karşılık bulması için en
kolay yol, aynı olmasıdır. Bu nedenle algılayışımız dış dünyanın tıpatıp
aynısı olmasa da buna çok yakın olmalıdır. Beynimiz su dolu bir teneke
içinde yüzerken, bir bilgisayar sinirler boyunca elektrik impulsları
gönderiyor olabilir.
Peki ya insanlar bu konudan neden rahatsız oluyor sorusuna gelince.
Sanırım insanlar dış dünyada kendilerine bir yer bulmakla çok fazla
uğraşıyorlar ve kendi bilmedikleri sanal bir dış dünyada kendi yerlerini
aramak istemiyorlar.
Bu çok ilgi çekici düşünceler için teşekkürler.
Denis Cousineau,
Montreal Üniversitesi, KANADA
Psikoloji Bölümünde Doçent
…Teşekkürler! Değindiğiniz noktalar hayranlık verici… İnsanlar
güvendikleri şeyin, düşündükleri, bildikleri gibi olmadığını düşünmek
istemezler veya inançlı kişilerse nefislerinin sorgulanmasını
istemezler.
Fakat bana göre inanç ve bilim karşıt olamaz ve öyle de değiller.
Bunlar gerçekliği bilmenin farklı yolları. Fakat her ikisi de tek bir
Yaratıcı'dan olduğu için sonuçta anlaşmazlığa düşmeleri mümkün değildir.
Bu nedenle bilim adamlarına yaratılış hakkındaki keşifleri konusunda
müteşekkir olmalıyız ve Yaratıcı'nın bizim bilgimiz dışında, ifademiz
dışında olduğunu unutmamalıyız. Çünkü Yaratıcı sonsuzdur ve yaratılanlar
ise sonludur… Bu ilgi çekici bilgi için teşekkürler.
Jill Raitt
Dini Çalışmalar Bölümü Profesörü
Missouri Üniversitesi, Columbia
Bunlar iyi sorular. Felsefecilerin uzun süredir sorduğu sorular. Bu
soruları Descartes farklı bir biçimde sormuştu. Bunlar belki de beynin
tüm algılarımızın nedeni olmadığını gösteriyor. Fakat bu başka soruları
da akla getirecektir. İnsanlar korkuyor. Neden mi? Hızlı bir hipotezde
bulunursak, çünkü bu onlara yeni olan bir konu ve algılarının
kendilerine söylediklerine, yaşam biçimlerine ve rehber aldıklarına ters
düşüyor.
Başarılar.
Jean-Guy Nadeau
Teoloji Bölümü
Montreal Üniversitesi, Canada
... Bizim "gerçekliğimizin" beynimizin algıyabileceği ile
renklendirilmiş olduğu gerçeğinde haklısınız. Örneğin fiziksel dünyada
renk denilen bir şey yoktur. Renk, beynimizin elektromanyetik radyasyona
ait farklı dalga boyları hakkında yaptığı yoruma dayanan psikolojik bir
fenomendir. Buna rağmen renk bizim gerçekliğimizin önemli bir parçası
olarak kalır ve beynimizi, tüm dünyamızı bununla doldurur.
Aynı konu diğer algı kipleri için de yapılabilir….
Başarılar ve teşekkürler.
Boehm, Gary
Psikoloji Bölümü
Texas Christian Üniversitesi, Texas
Etkileyici... Dürüst olarak benim çalışma alanımın bu büyüleyici
problemin bilimsel karmaşıklığını anlamamı zorlaştırdığını
söyleyebilirim. Sorunuza göre insanlar neden bundan korkuyor, belki de
insanlar anlayabildikleri şeyleri incelemek isterler ve anlamadıklarında
bu onları korkutur…
Jane Marie Law
Cornell Üniversitesi, New York
... Ben şahsen insanların ruh olduğuna inanıyorum; maddi olmayan şeyler
vücudlarımıza öyle bir şekilde bağlanmıştır ki hissetmemiz, düşünmemiz
vb.leri beynimizin ve merkezi sinir sistemimizin fiziksel durumuna
bağlıdır. Ama bu ters bir bakış açısıdır. Birçok kişi insanların maddi
şeyler olduğunu, büyük bir et olduğunu düşünür. "Beyindeki mesajı gören
kişi kimdir" sorunuza şöyle cevap verirler: "Siz, bu büyük et beyninizde
belirli elektrik şekilleri oluştuğunda görürsünüz". Bazıları görsel
deneyimin yalnızca elektrik şekli olduğunu söyler. Bu görüşe göre yeşili
görmek için beyninizde yalnızca belirli bir elektrik modeli olması
yeterlidir, başka bir şeye gerek yok. Diğerleri, görme hissinin maddeden
ayrı olmasına rağmen elektrik şekillerinden çıktığını düşünüyorlar.
Ben şahsen beyinlerimizin inanma, ümit etme, hissetme vb.lerini
yaşadığına inanmıyorum. Ben "ben"im bunları yaptığına inanıyorum ve ben
kendi beynim değilim. Beynime yakından bağlıyım; o kadar yakın bağlıyım
ki beynimde oluşan bir hasar bütün herşeyi yapmamı engeller. Ama
beynimden farklıyım. Ben neyim? Ben şeyleri görüyorum, ben bir ruhum.
Tom Crisp
Felsefe Bölümü
Notre Dame Üniversitesi, Indiana
İnsanlar günlük yaşamlarında rahatsız olmayı sevmezler. Düzen isterler,
kontrollü olmak isterler, şeylerin kendi istedikleri gibi olmasını
isterler. Güvensizlikle uğraşmak istemezler, cevap alamamaktan
korkarlar. Maddi durumlarına, sosyal konumlarına yapışırlar. Eğer bir
dış gerçeklik olmazsa bütün bunları kaybederler. Ve insanlar yalnız
kalmaktan korkarlar, bütün problemlerle kendi başlarına uğraşmaktan
korkarlar. Kendi düşünce güçlerine güvenmezler ve özgür değildirler. Ve
kim olduklarını tam bilmezler, kendilerini dışarıdaki şeylerle
tanımlarlar. (İnsanların bu konuları konuşmaktan kaçmalarının) Sebebi
bu.
Birte Schelling
Göklerin ve yerin gaybı Allah'ındır, bütün işler O'na döndürülür... (Hud Suresi, 123)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder